Benim gibi tatlı düşkünüyseniz ve günün her hangi bir saatinde
tatlı kriziniz tutuyorsa şiddetle tavsiye edeceğim tek tatlı diyebilirim.
Malzemeler:
2 paket pötibör bisküvi
1 paket çikolatalı puding
1 paket krem şanti
Süt
Yapılışı :
Öncelikle krem şantiyi tarifine göre hazırlayarak donması için buzdolabına kaldıralım. Daha sonra pudingimizi pişirerek soğumaya bırakalım ve pastamızı yapacağımız kaba bir sıra bisküvi dizelim. Ilınmış olan pudingimizin yarısını bisküvilerin üzerine dökelim ve bir sıra dama bisküvi dizelim. Dolaptaki krem şantimizi bisküvilerin üzerine dökelim ve bir sıra daha bisküvi dizerek kalan pudingimizi üzerine yaydıktan sonra soğuması için buzdolabında bekletelim. Ne kadar bekletmeniz gerektiğini yazamayacağım çünkü biz her seferinde dayanamayıp fazla bekletmeden yiyoruz :))
Gülşah Köksal
Şimdiden Afiyet Olsun ...
30 Nisan 2016 Cumartesi
29 Nisan 2016 Cuma
Sabah Sabah Çok Hamaratım :)
28 Nisan 2016 Perşembe
28.04.2016 Tetkik Sonucum...
Merhabalar,
Dün gece bahsettiğim gibi bugün 3 aylık tetkik günümdü. Yaklaşık 3 saat kadar hastanede sıra bekleyerek geçirdiğimiz günün sonunda yapılan tetkik ve testlerimde anormal bir durum gözlenmediğini ve akciğerimde kemoterapilerim sonrasında beliren nodüllerin 6 mm gibi küçük bir boyutta olduğu için bu zamana kadar 3 ayda bir yapılan tetkiklerimin bundan sonra 6 ayda bir yapılmasına karar verdi doktorum.
6 ay sonraki kontrollerim şimdiye göre biraz daha fazla olacak. Öncelikle her zaman yapılan tam kan sayımı, akciğer filmi ve ultrasona ilave olarak Genetik Poliklinik kontrolü, kolonoskopi, mamografi, kemik ölçümü, tomografi tetkiklerinden de geçeceğim.
Günün sonunu rahatlamış olarak bitirdiğim için Rabbime bir kez daha şükrettim. Ama tabii ki hastanede gördüğüm acılar içinde kıvranan, hastalığın belki başında, belki de sonunda olan, tam kurtuldum 5 sene geçti ama tekrar yakalandım diyen insanları gördükçe de üzüntüme engel olamıyorum.
Özel bir hastanede tedavi görürken bağırsakları yanan yaşlı bir kadın, 5 yıl önce akciğer kanseri tedavisi görmüş kurtulduğunu düşünmüş ama bu sene hastalığının tekrarladığını hatta omurgasına sıçradığını öğrenen 3 çocuk annesi bir kadın ve daha nice hikayeler var o hastanelerde. Hastalar arasında öyle bir ilişki var ki herkes birileri ile derdini paylaşmak için bir şekilde sohbet açıyor.
Bu mübarek gece de Rabbim nerede ne kadar hasta var ise hepsine tez vakitte şifa ihsan eylesin...
Etiketler:
Hakkımda,
Hayatım,
İç ışın,
Kanser,
Kemoterapi,
Radyoterapi,
Tavsiye,
Tedavi,
Yorum
3 Aylık Tetkiklerim...
Merhaba,
Kanser tedavi sürecimi takip eden okuyucularım için yarın sabah yeni tetkik sonuçlarımı alıp sizin ile paylaşacağım. Bu gece biraz uzun olucak yine benim için çünkü gerçekten merak içindeyim ve biraz da stresliyim. Bu yüzden dualarınızı benden esirgememeniz dileğiyle...
Kanser tedavi sürecimi takip eden okuyucularım için yarın sabah yeni tetkik sonuçlarımı alıp sizin ile paylaşacağım. Bu gece biraz uzun olucak yine benim için çünkü gerçekten merak içindeyim ve biraz da stresliyim. Bu yüzden dualarınızı benden esirgememeniz dileğiyle...
Etiketler:
Hakkımda,
Hayatım,
İç ışın,
Kanser,
Kemoterapi,
Radyoterapi,
Tedavi,
Yorum
27 Nisan 2016 Çarşamba
Kardeşimin Hikayesi....
Okumakta çok geç kaldığımı düşündüren bir kitap. Gerçekten o kadar sürükleyici ki nasıl - ne zaman bitti anlamadım. Okurken gözümün önünde hikayeyi canlandırmamı sağlayan bir anlatıma sahip bence ve her bölüm her sayfa yeni bir gizem. Ama tahmin edemeyeceğim bir son ile biterek "vayyyy nasıl olur" ve "şok oldum" dedirten ilk kitabımm..
" Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisi ile genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalının kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız."
Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız."
Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
26 Nisan 2016 Salı
Raynaud Sendromu :(
Merhabalar bugün de size yine başımıza gelen bir hastalıktan bahsetmek istedim. Resimdeki eller kızıma ait ve bu hastalığın adı Raynaud Sendromu.
İlk başlarda kanının düşük olduğunu ve bu yüzden parmaklarının beyazladığını düşünüyorduk. Ama karlı günlerde bu beyazlamalar iki elinin 4 parmağını (baş parmaklar beyazlamıyordu) ve ayak parmaklarını da sarmaya başladı.
Bu hastalıkta önce parmaklarının kanı çekiliyor ve sıcak suyun altında uzun süre kalınca da kızarıp ağrı yapmaya başlıyor. Ama sıcak suya tutmassanız da düzelmesi iğne batar gibi acıyarak ve uzun sürede oluyordu.
Dayanılmaz bir hal almaya başladığında önce aile hekimimize gitti. Bir takım testler yapıldı ancak test sonuçlarında B12 vitamini eksikliği dışında hiçbir şey çıkmadı.
Merak edip internetten Google amcaya "parmaklarım neden beyazlar" dedim ve karşıma kızımın ellerinin aynısı çıktı. Bu hastalığın teşhis ve tedavisi için bir Romatoloji uzmanı ile irtibata geçilmesi gerektiğini öğrendim. Dolayısı ile bir romatoloji uzmanı bulduk ve hemen randevu aldık.
Doktorumuz öncelikle bu hastalığı tetikleyen bir başka hastalık var ise "ki bu romatizmal bazı hastalıklar olabilirmiş" öncelikle onun araştırılmasını istedi. Çünkü eğer başka bir hastalık tetiklemekteyse öncelikle onun tedavi edilmesi gerekiyormuş. Böylelikle testleri yaptırdık ve şanslı sayılırız ki altında başka bir hastalık yokmuş.
Sonuç olarak Raynaud Sendromu teşhisi konuldu. Bu hastalık öncelikle 18 derece altındaki soğuğa mağruz kalmakla ve bir de stres ile tetikleniyormuş. Soğuk ve strese mağruz kalındığında parmaklara giden damarlar tıkanıp kan akımını kestiği için parmaklar beyazlıyormuş ve tabiki tekrar kan basıncı olduğunda da parmaklar kızarıp ağrılı bir hal alıyor.
Bu nedenle hava sıcaklığı 18 derecenin altına düşünce ellerinde eldiven olmadan sokağa çıkamıyor Raynaud hastaları ve stresten de uzak durmak zorundalar. Bir de sigara tüketimi bu hastalığın ilerleme kaydetmesine neden oluyormuş.
Ben internetten görüp şüphelenerek bu hastalığın olabileceğini düşündüğüm için doğru doktor ve doğru teşhis elde ettik ve bu nedenle de hastalık bile olsa insanların paylaşarak öğrenecekleri çok şey olduğunu düşünüyorum ....
Etiketler:
Hakkımda,
Hayatım,
İç ışın,
Kanser,
Kemoterapi,
Radyoterapi,
Tavsiye,
Tedavi,
Yorum
25 Nisan 2016 Pazartesi
Vişneli İrmik Tatlısı Tarifi...
Malzemeler:
1 paket yulaflı bisküvi
1 litre süt
1 su bardağı toz şeker
1 yemek kaşığı nişasta
7 yemek kaşığı irmik
2 yemek kaşığı hindistan cevizi
1 paket vanilya
Vişne sosu için :
1,5 su bardağı çekirdeksiz vişne
1,5 su bardağı su
1 tepeleme yemek kaşığı nişasta
1,5 çay bardağı toz şeker
Üzeri için : Hindistan cevizi
Yapılışı:
Öncelikle bisküvimizi rondo ile öğütelim ve ıslatıp fazla suyunu süzdüğümüz borcama bisküviyi yayalım. İrmik tatlısı için vanilya hariç tüm malzemeyi bir tencereye alalım ve çırpalım. Ocakta orta ateşte pişirelim ve en son vanilyamızı ekleyelim. muhallebi kıvamına gelince ocaktan alalım, hiç bekletmeden bisküvinin üstüne dökelim ve soğuması için bir kenara alalım.
Vişneli sos için su ile nişastayı iyice açalım. Üzerine toz şeker ve vişneleri ekleyim ocakta koyulaşana kadar pişirelim ve ılınmaya bırakalım. Ilınınca tatlımızın üstüne dökelim ve hindistan cevizi ile süsleyerek 1 gece dinlendirelim.
24 Nisan 2016 Pazar
Akşama Ne Pişirsem...
Kavacık semt pazarına gidipte taze yaprak almamak olmazdı. Bugün menümüzde etli dolma olsun dedim...
21 Nisan 2016 Perşembe
Agapi Ölümsüz Aşk...
Muhteşem bir Sarah Jio kitabı daha. Baharı hissettiğimiz şu günlerde keyifle okuduğum ve elimden bırakmak istemediğim bir kitap.
Agapi - Ölümsüz Aşk- aşkın her halinin, her çeşidinin muhteşem bir şekilde ele alındığı keyifli bir anlatım. Aşkın her halini bu kitapta bulabilirsiniz.
İlk görüşte âşık olabilirsiniz. Fiziksel bir çekime kapılarak âşık olabilirsiniz. Tutku ve ihtiras dolu bir serüvene çıkabilirsiniz. Paylaşımlarınız üzerinden aşka tutunabilirsiniz. Hiçbir bağlayıcılığı olmayacak şekilde de aşkı tanımlayabilirsiniz. Peki gelecek planlarınızla uyumlu bir aşka ne dersiniz? Ya da belki ölümsüz aşkı bulursunuz. Aşkın altıncı hali agapiyi... Onu "o" olduğu için seversiniz ve asla vazgeçmezsiniz.
EROS: Hem fiziksel hem duygusal aşk. Aşkın bu türü tutkuyla doludur.
LUDUS: Bir oyun gibi oynanan aşk. Aşkın bu türünün en önemli parçası eğlencedir. Çiftler, bir araya gelmekten, karşısındakini etkileyip cezbetmekten hoşlanır. Ancak uzun süreli bağlılık sözü yoktur.
STORGE: Arkadaşlıktan doğan ve desteğe dayanan aşk. Güven dolu ve bağlılık gerektiren bir aşktır.
MANIA: Saplantılı aşktır. Duygusal iniş çıkışlar, kıskançlıklar hâkimdir.
PRAGMA: Kalbin değil aklın kontrol ettiği aşktır. Çiftler seveceği kişiyi mantığıyla seçer, kendisiyle benzer ilgi alanları, ortak değerleri olan birini arar.
AGAPI: Özverili, fedakâr, koşulsuz, bencil olmayan aşktır. Kişi kendini sevdiğine adar, karşılığında hiçbir şey beklemeden verir. Onu 'o' olduğu için sever.
Agapi - Ölümsüz Aşk- aşkın her halinin, her çeşidinin muhteşem bir şekilde ele alındığı keyifli bir anlatım. Aşkın her halini bu kitapta bulabilirsiniz.
İlk görüşte âşık olabilirsiniz. Fiziksel bir çekime kapılarak âşık olabilirsiniz. Tutku ve ihtiras dolu bir serüvene çıkabilirsiniz. Paylaşımlarınız üzerinden aşka tutunabilirsiniz. Hiçbir bağlayıcılığı olmayacak şekilde de aşkı tanımlayabilirsiniz. Peki gelecek planlarınızla uyumlu bir aşka ne dersiniz? Ya da belki ölümsüz aşkı bulursunuz. Aşkın altıncı hali agapiyi... Onu "o" olduğu için seversiniz ve asla vazgeçmezsiniz.
EROS: Hem fiziksel hem duygusal aşk. Aşkın bu türü tutkuyla doludur.
LUDUS: Bir oyun gibi oynanan aşk. Aşkın bu türünün en önemli parçası eğlencedir. Çiftler, bir araya gelmekten, karşısındakini etkileyip cezbetmekten hoşlanır. Ancak uzun süreli bağlılık sözü yoktur.
STORGE: Arkadaşlıktan doğan ve desteğe dayanan aşk. Güven dolu ve bağlılık gerektiren bir aşktır.
MANIA: Saplantılı aşktır. Duygusal iniş çıkışlar, kıskançlıklar hâkimdir.
PRAGMA: Kalbin değil aklın kontrol ettiği aşktır. Çiftler seveceği kişiyi mantığıyla seçer, kendisiyle benzer ilgi alanları, ortak değerleri olan birini arar.
AGAPI: Özverili, fedakâr, koşulsuz, bencil olmayan aşktır. Kişi kendini sevdiğine adar, karşılığında hiçbir şey beklemeden verir. Onu 'o' olduğu için sever.
20 Nisan 2016 Çarşamba
Kaşarlı Tuzlu Kurabiye Tarifim...
Malzemeler:
200 gram margarin
2 yumurta (1 tanesinin sarısı üzeri için)
100 gram kaşar peyniri rendesi
1 tatlı kaşığı pul biber
1 tatlı kaşığı sirke
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
Yapılışı :
Tüm malzemelerimizi bir kaba alalım ve kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edene kadar yoğuralım.
Elde ettiğimiz hamuru merdane yardımı ile açarak dilediğimiz şekli vererek, üzerine susam ve çörek otu serpelim. 180 derecede ısıtılmış fırında pişirelim.
A F İ Y E T O L S U N ...
17 Nisan 2016 Pazar
15 Nisan 2016 Cuma
Çay Kahve Makinem...
Yeni çay-kahve makinem ile kahve keyfimiz bir başka oldu. Eskiden cezve ile başında taşmasın diye bekleyerek yaptığımız kahvelerimizi bugün taşıcak mı? korkusu olmadan yapıyoruz.
Almayı düşünen olursa bir aydır kullanıyoruz ve henüz bir sorun yaşamadık. Ayrıca aynı makine ile kahve yapıyoruz, çay demliyoruz, özel ayarı sayesinde bitki çaylarımızı yapıyor ve kettle olarak da kullanıyoruz.
Hepsini tek makine ile yaparak yerden de tasarruf ediyoruz.
Almayı düşünen olursa bir aydır kullanıyoruz ve henüz bir sorun yaşamadık. Ayrıca aynı makine ile kahve yapıyoruz, çay demliyoruz, özel ayarı sayesinde bitki çaylarımızı yapıyor ve kettle olarak da kullanıyoruz.
Hepsini tek makine ile yaparak yerden de tasarruf ediyoruz.
13 Nisan 2016 Çarşamba
Gül Poğça Tarifi
Malzemeler:
1 su bardağı ılık su
1 su bardağı süt
1 çay bardağı sıvı yağ
2 yemek kaşığı şeker
1,5 tatlı kaşığı tuz
2 yumurta
1 paket yaşmaya
Aldığı kadar un
Yapılışı :
Malzemelerimizi genişçe bir kaba alalım. Ancak yumurtanın birinin tamamını diğerinin ise sarısını üzeri için ayırarak sadece akını koyalım. Yumuşak bir hamur elde edene kadar aldığı kadar unu ekleyerek yoğuralım. 45-50 dakika hamurumuzu mayalanması için dinlendirelim.
Hamurumuz mayalandıktan sonra mandalina büyüklüğünde parçalara ayıralım. Resimde görüldüğü gibi açalım ve 4 kenarından keserek ortasına ben peyniri tercih ettim ama dilediğiniz malzemeyi koyarak katlayalım ve tepsimize dizelim.
A F İ Y E T O L S U N :)
5 Nisan 2016 Salı
Kürk Mantolu Madonna ....
Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yayımladığı bir romanıdır. İlk olarak Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940-8 Şubat 1941 tarihinde “Büyük Hikâye” başlığı altında 48 bölüm olarak yayınlanmış.
Ben bu romanı o kadar şevkle ve merakla okudum ki, ancak okuyanlar beni anlayabilir. Muhteşem bir anlatımı olan bu kitapla insanların görünmeyen yüzlerine şahit olup, çevrenizdeki insanlara başka bir gözle bakmaya başlayabilirsiniz.
Mukemmel bir roman şiddetler tavsiye ederim :)
Arka Kapak ;
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
4 Nisan 2016 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)