4 Şubat 2016 Perşembe

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

“Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?” dedi.
“Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarsı.”

“Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,” dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi.
“Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,” dedi, arkasını dönüp gitti.

Hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, eve sığmıyor... Bülbülün çilesi, yazarın zulası... inceden sarma bir sigara, inceden bir bardak... Jak Danyel isimli bir şişe, Hicran isimli bir yara, tuhaf isimli bir roman. Kafamız iyi, açmayın kapağı, biz böyle iyiyiz...

Değişik bir anlatım, insanın aslında kafasının içinde biriktirdiklerinin kağıda dökülmüş hali belki de. Belki içinde tutmamalıydı bu düşünceleri aklına geldiği gibi gelişi güzel anlatmalıydı geç olmadan. Ama belki de böylesi daha iyiydi. Zaman zaman herkesin içine düştüğü karmaşa bu bence, belki konusu farklı, belki anlatış şekli.

Ama bence okunulası bir kitap…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder