İç ışın tedavisini hastanede karşılaştığım birçok kadından duymuştum ve bu kadınların hepsi bu tedavi ile ilgili hiç iç açıcı şeyler söylemediler. Hepsinin ortak noktası bu işlemin çok zor ve can acıtıcı olduğuydu.
Onkoloji doktorlarım radyoterapi seanslarım bittiğinde 3 seansta iç ışın almam gerektiğini söylediklerinde yaşadığım korkuyu tahmin bile edemezsiniz.
İlk seansıma giderken ablam, annem, eşim ve kızım beni yalnız bırakmadılar. İyiki de bırakmamışlar. Onkoloji bölümünden içeri girdiğimizde oturup korku içinde sıramı bekledim. Sıra bana geldiğinde içeriye benim ile birlikte girmek isteyen kızımın tüm çabalarına rağmen beni tek başıma içeriye aldılar. Ölçümlerin yapılması için yattığım yataktan başka bir sedyeye alınmam gerektiğinde ise yardım edebilecek bir erkek olup olmadığını sorarak eşimi, kızımı ve ablamı içeri aldılar. Onlar sayesinde yataktan sedyeye aktarılarak ölçüm odasına gittim. Ölçümler yapılınca da tekrar aynı şekilde geri döndük.
İç ışını verebilmek için içime bir tüp yerleştirdiler ve herkes doktorlar da dahil odadan çıktı. 20-30 dakika kadar içeride yalnız kaldım. İlk seansım bittiğinde aslında diğer hastaların anlattığı kadar korkmam gerektiğimin farkına varmıştım.
Sebebini tam olarak bilmiyorum ya onların içinde bulundukları ruhsal durum ya da canları benden biraz daha tatlı diye düşündüm. Ama bu tedavi seansı içinde öğrendiğim tek şey her söylenene inanmamam gerektiği oldu.
Düşünsenize öğrendiklerim ve tedavinin uygulanması süreci arasındaki o belki çok kısa ama bana içimde yaşattığım korku nedeniyle çok uzun gelen zaman diliminde ne fırtınalar yaşadım.
Anlatmak istediğim aslında kanser tedavisi evet çok zor ve yorucu bir süreç. Ancak başka hastalardan duyduğunuz herşeye çok fazla inanırsanız tıpkı benim gibi çok fazlaca strese davetiye çıkarırsınız...
Sağlıcakla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder