Bu etkileyici ve duygusal çıkış romanı sadece psikolojik bir gerilim
olmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni anne olmuş bir kadının en büyük
korkusunu tüylerinizi ürpertecek bir gerçeklikle gözler önüne seriyor.
Tony
endişeliydi. Eşi Anna yeni doğan bebekleriyle pek başa çıkamıyordu.
Anna bir bebek sahibi olmayı öyle çok istiyordu ki, Jack doğduğunda,
hastaneden eve bir aile olarak dönmek ikisini de çok mutlu etmişti. Tüm
bunların sadece altı hafta önce olduğuna inanmak zordu.
Fakat
Anna o zamandan beri kendisi gibi değildi. Bir an ağlarken bir sonraki
anda fazlasıyla iyimser bir hal alıyordu. Tony bunun yeni doğan bir
bebekle başa çıkmaya çalışırken normal olduğunu, Anna'nın bu yeni duruma
alışmaya çalıştığını düşünmüştü. Kendisi işiyle meşguldü ve zamanla her
şeyin düzeleceğine emindi. Fakat işler hiç de öyle olmadı. Şimdi Anna
ve Jack kayıptı. Ve Tony bir şeylerin fazlasıyla yanlış olduğunu nihayet
fark ediyordu… Bu ailenin başına gelenler tüylerinizi ürpertecek,
nefesinizi kesecek ve canınızı acıtacak.
Ben bu kitabı okurken Anna'dan çok Tony'i suçlu buldum. Çünkü aile bir bütündür ve bu bütünü oluşturan herkes içinde yaşanan mutluluk ya da trajedinin bir parçasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder